Varis hastalığı hakkında herşey.

Ana Sayfa |

Labels

Varis Hastalıkları : Belirtiler, Nedenler, Teşhis ve Tedavi

2 Şubat 2011 Çarşamba

Venöz yetmezlik: Varis Bacaklarda kanı kalbe geri döndüren kan toplayıcı sisteme venöz sistem adı verilir. Bacakta toplardamar sistemi 3 sistemden oluşur.

1. Deri altındaki yüzeyel (süperfisyal) venöz taşıyıcı sistem.
2. Kasların içerisinden ilerleyen Derin taşıyıcı sistem.
3. Bu iki sistemi birbirine bağlayan sistem.

Hem derin hem de yüzeyel taşıyıcı sistemde kanın akış yönü aşağıdan yukarı doğrudur. Bağlayıcı sistemde ise kanın akış yönü yüzeyel sistemden derin sisteme doğrudur.

Variköz venler: gerilmiş, genişlemiş bacak venlerine bu isim verilir.. Her zaman bacak venlerindeki kapaklardaki yetersizliklerden kaynaklanır. Tüm bacak venleri kanın tek taraflı (aşağıdan yukarı doğru- yerçekimine karşı) akışına izin veren kapaklar taşırlar. Bu kapaklar sayesinde kan pasif bir hareketle ve bacak kasları yardımı ile alttan üste kalbe geri dönebilir.

Bu kapakçıklardan herhangibirinde hasar olursa, ya da fonksiyon bozulursa, kanın geri kaçışına izin verir, ve kan gereği gibi yukarı doğru gidemez ve bacaklarda damarlarda birikir. Bunu sonucunda da bacak toplardamarları(venler) gerilir. Gerilme sonucunda zamanla kanın düşük molekül ağırlıklı kısmı ve bazı hücresel yapılar da damar dışına sızarlar (ödem ve imflamasyon). Bacak şişer veparmakla basınlınca çukurluklar ortaya çıkar, bacaklarda venler ise gerginlikleri ve zamanla genişlemeleri nedeniyle mavi mor renkte hoşa gitmeyecek bir görüntüye yol açar.Bu kanın geri kaçışına izin veren bozulmuş kapakçıklar bacağın herhangi bir bölgesinde oluşabilirler ama çoğunlukla uyluğun arkasında dizin arkasında başlarlar. Bu her iki bölge de yüzeyel venöz sistemin derin venöz sisteme döküldüğü ana toplanma alanlarıdır. O nedenle de buraları özellikle başlangıç yeri olarak görülür.

Toplardamarlar içerisindeki kapakların zayıflıklarının yetersizliklerinin nedenlerin kalıtımsal (ailesel) olabileceğine dair bazı insanlarda deliller bulunmaktadır. Ayrıca bazı kişilerde şişmanlamaya bağlı gebeliğe bağlı bu kapakçıklarda gerilmeye bağlı hasarlara yol açabileceği de bilinmektedir. Özellikle uzun süreler hareketsi olarak ayakta kalmayaı gerektiren meslekleri yapanlarda bacaklarda varisler sık ortaya çıkarlar.

Ne zaman ameliyat ederiz?

1.Semptomların ve şikayetlerin varlığı
a. Ağrı
b. Kabaran ven görüntüleri
2. Kozmetik nedenler (görüntüden kişinin hoşnut olmaması)
3.Tıbbi anlamda komplikasyonların oluşması
a. Egzema
b. Ülser
c. Tromboflebit
d. Kanama

Tromboflebit:

Toplardamar iltihaplanması: Damarın kan pıhtısı sebebiyle iltihaplanmasıdır (flebit de denir). Daha çok bacakta görülür. Pıhtı hem yüzeysel hem de derin venlerde (toplardamarlarda) gelişebilir. Uzun dönem hareketsiz kalmak, arabada, uçakta uzun süre oturarak seyahat etmek, ameliyattan sonra uzun süre yatak istirahati ve felç, tromboflebit oluşma riskini artırır. Damar içi ilaç kullanmak, östrojen hormonu kullanmak, kalp hastalıkları ve kanser, tromboflebit meydana getiren risk faktörleridir. Derin venlerde oluşan tromboflebit, akciğere kadar gidebildiği ve oradaki damarları tıkayabildiği için daha tehlikelidir. Yaşamı tehdit edicidir; göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürürken kan çıkması görülebilir. Hastalık ilaçla ve dinlenmeyle tedavi edilir. Kanın birikmesini önleyici elastik varis çorapları önerilmektedir. Bacak kalp düzeyinin üzerine çıkartılarak dinlendirilir.
Klinik Tablolar
1- Süperfisyal (Yüzeyel- deri altında)
2- Pelvik (kalça)
3- Serebral (kafatasında)(kavernöz sinüs)
4- Pileflebit (karaciğere giden toplardamar)(portal ven)

Yüzeyel septik tromboflebitte ateş, ven üzerinde hassasiyet ve ısı artışı vardır. Pulmoner emboli , pnömoni ve septik metastazlar görülebilir.

Pelvik tromboflebitte vakaların hemen hemen tamamında 1-2 hafta önce doğum veya operasyon vardır. Post-op açıklanamıyan ateş ,çoğu vakada silik pelvik bulgular pulmoner emboli pelvik septik tromboflebiti akla getirmelidir. Serebral yada kavernöz sinüs septik tromboflebit fasiyal enfeksiyonlar, paranazal sinüzitler ve ağız nfeksiyonları sonucu gelişir. Baş ağrısı, yüzde ve göz çevresinde ödem, ateş ve nörolojik bulgular vardır. Portal ven tromboflebitinde bulgular ateş, karın ağrısı ve sarılıktır. Mortalitesi yüksektir.

Belirtiler: Ağrı, sıcaklık, ven boyunca kızarıklık, şişme. Derin bacak venlerinde
gelişen tromboflebitin semptomları şişlik, ödem, yürürken meydana gelen bacak ağrısıdır. Derin venlerde oluşan tromboflebit daha tehlikelidir çünkü kopup akciğere kadar gidebilirler ve oradaki damarları tıkayabilirler (pulmoner embolizm). Yaşamı tehdit edicidir, göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürürken kan çıkması görülebilir. Superficial tromboflebit anti-inflamatuar ilaçlarla ve dinlenmeyle tedavi edilir.

Etkenler-nedenler: Etkenler S.aureus, S.epidermidis, Enterobacteriacaea, pseudomonas ve candidadır. Pelvik tromboflebitlerde bu bakterilerin yanısıra bakteroidesler de etken olmaktadır. Serebral tromboflebitlerde S.aureus, bakteroidesler ve candida etkenken portal tromboflebitte enterobacteriacea ve özelliklede E. coli sıklıkla etken mikroorganizma olarak görülmektedir.

Teşhis

1.Anamnez ve fizik muayene
2.Venografi, USG, CT ve MRI gibi görüntüleme teknikleri ile trombusun, pulmoner emboli ve apse veya ampiyemin gösterilmesi açısından yararlıdır.
3.Kan kültürleri
4.Kateter kültürlerinde etken mikroorganizmanın üretilmesi ile konur.

Tedavi: Yüzeyel süpüratif tromboflebitlerde antibakteriyel tedavi yanısıra cerrahi eksizyon gerekebilir. Superficial tromboflebit evde tedavi edilebilir. Eğer söz konusu derin ven tromboflebiti ise bacağa masaj ya da ovuşturmadan doğrudan ilgili sağlık personeline durumu haberdar etmelisiniz.

Kanın birikmesini önleyici elastik varis çorapları giyilmeli, bacağın kalp düzeyinin üzerine çıkartılarak dinlenilmeli, uzun dönem oturmak ya da ayakta durmaktan kaçınılmalıdır. Aspirin ya da anti-inflamatuar ilaçlar kullanılmalı ve ağrıyan bölgeye sıcak kompresler uygulanmalıdır

Ampirik antibakteriyel tedavide

Nafsilin 2gr IV 4-6 satte bir + Gentamisin 1- 1.7 mg/kg IVveya IM 8 saatte bir Veya 3. jen.sefalosporin veya kinolon kullanılır. Antifungal tedavi immunosüpresif hastalarda veya metastatik komplikasyonlarda önerilmektedir,bu amaçla Amphotericin B 200 mg veya Flukonasol 400 mg/gün 10-14 gün önerilmektedir. Pelvik süpüratif tromboflebitlerde esas etkenler anaerop streptokoklar ve bakteroideslerdir.Bunlarda seçilecek tedavi Kristalize penisillin 20 MU /gün IV veya Klindamisin 450-600 mg IV 6 saatte bir veya Metronidazol 500-750 mg IV 8 saatte bir önerilmektedir.
Devamını Oku

Labels:

Varis Nedir ? Tanı ve Teşhisi

Varis, her hastalık gibi ciddiyetle ve bilimsel metodlarla tedavi edilmesi gereken bir damar hastalığıdır. Varis kanı akciğer ve kalbe geri taşıyan toplardamarların ilerleyici bir şekilde genişlemesine verilen isimdir.Yaptığı ağrı, kramp, görüntüsü ve oluşturduğu psikolojik tablo insanı mutsuz eder. Varis hastalığı uzun saatler boyunca çalışmak dolayısıyla ayakta kalmak zorunda kalan insanlara modern çağın yeni bir hediyesidir. Yoğun ve uzun çalışma koşulları ve hareketsiz günlük yaşantı sonucu yürüyüşün yerini alan kısa mesafelere bile otomobil ve taşıma araçları ile ulaşan insanlarda varis daha sık görülen bir hastalık halini almıştır. 25 - 35 yaş grubunda %30 - %35 oranında, 55 - 65 yaş grubunda ise 50 - 60 oranında görülür. Hastaların büyük bir kısmı bacaklarında varislerle birlikte yıllarca yaşarlar ancak ağrı oluşmaya başladığı zaman tedavi ihtiyacı duyarlar. varisin ilk görüldüğü anda hekime estetik kaygılarla müracat eden hastalarda bile derin toplardamarlarda venöz yetersizlik adı verilen hastalık başlamış olabilir. Varisleri ile birlikte yaşamaya çalışan ve bu duruma alışan insanların en büyük dezavantajı zaman geçtikçe daha zor bir tedavi şekline ihtiyaç duymalarındadır.

Varis ve diğer toplar damar hastalıklarında en önemli faktör ırsiyet yani aileden gelen yatkınlıktır. Anne, baba ve diğer birinci derece akrabalarında varisi olan bir kişi eğer uzun süre ayakta kalınan veya devamlı sabit olarak oturulan bir iş yapıyorsa, sigara içiyorsa, kilo alıyorsa, aşırı sıcağa maruz kalıyorsa, kadınlarda hamilelik ve doğum geçirmişse bilmelidir ki varis hastalığı kaçınılmazdır.

Varis ve venöz yetersizlik hastalığının tedavisinin gecikmesi sonucunda hastalığın ciddi yan etkileri görülebilir ki bunlar ayak ve bacaklarda akıntılı ve geçmeyen yaralar, thromboflebitis denilen damar içi iltihapları olup en ciddi sonuç ise venöz thrombozlar sonucu akciğere, kalbe pıhtı gitmesidir ki bazen ölümle bile sonuçlanabilir.

Varis ve venöz yetersizliğin teşhisi damar sistemi muayenesi sonrasında yapılan Doppler ultrason ve gereğinde venografi adı verilen radyolojik tetkiklerle konulur.

Bu tetkikler sonucunda hastalığın ilerleme derecesine göre venöz basıncı düşüren ilaçlar, varis çorabı, skleroterapi adı verilen damar içine yapılan enjeksiyonlar, lazerle damar pıhtılaştırılması ve gereğinde varis ameliyatlarının uygulanması yolu ile tedavi mümkündür. Son yıllarda hastalığın tedavisinde kullanımına başlanan lazer tedavisi varislerde de uygulanmakla birlikte son yapılan bilimsel çalışmalar cerrahi müdahelelerin yani varis ameliyatlarının halen uygulanan en kesin ve kalıcı çözüm olduğunu göstermektedir.

Ana toplardamarların içindeki kapakçık bozukluğu ve basınç yükselmesi ile başlayan varis hastalığının cilt üzerindeki görünümünü kılcal varisler ve ince kıvrımlı mor damarlar şeklinde olup buzdağının görünen kısmı gibidir,yani problemin kaynağı derin toplardamarlardır. Bu nedenle ilerleyen yıllar içinde ciddi sağlık problemleri oluşturabilecek olan varis hastalığının tedavisinin ihmal edilmemesi kişinin yaşam konforu açısından çok önemlidir. Varis tedavisinde basit kural şudur: Varis ne kadar yeni ise tedavi o kadar kolaydır.
Devamını Oku

Labels:

Varis Nedir ?

Varis hastalığını anlamak için normal bacaklardaki kan akımının fizyolojisini anlamamız gerekir.

Kan toplar damarlar (venler) yoluyla bacaklardan kalbe doğru akar. Bacaklarımızda 3 çeşit toplar damar bulunmaktadır.
  • Derin yerleşimli popliteal ve femoral venler çevrelerindeki kas pompası yardımıyla kan akımının 95 % sağlamaktadır.
  • Yüzeyel venler cilt altında yerleşmekte olup kan akımının 5% sağlar.
  • Perforan venler derin ve yüzeyel toplar damar sistemini birleştirir.


Yukarıda bahs edilen her 3 toplar damar sisteminde kan akımını yukarıya doğru sağlayan kapakcıklar bulunmaktadır . Kas pompası ise özellikle derin venöz sistemde etkili olup toplar damarlardaki kanın yukarıya doğru akmasını sağlar.




Varis hastalığı yüzeyel toplar damarların hastalığıdır. Mültiple faktorlerin etkisi altında yüzeyel toplar damarlar dilate olup elastisitelerini kayb ediyorlar. Venlerdeki kapakcıklar ise normal fonksiyonlarını kayb edip kan akımı sırasında tamamen kapanmıyorlar ve bunun sonucunda kan ters yönde kalbe doğru değil ayaklara doğru akar .

Derin venöz sistemdeki dolgunluk perforan venler yoluyla yüzeyel venöz sistemi de etkiler ve yüzeyel venöz sistemde genişleme ve dolgunluk ortaya çıkar .
Devamını Oku

Labels:

T4KO KARiMO